Saturday, November 30, 2013

Paul Walker'ı kaybettik...

İronik bir durum ama The Fast and The Furious(aka Hızlı ve Öfkeli) serisinin yakışıklı aktörü hayata bir araba kazası ile gözlerini yumdu. Amerikalı oyuncunun Los Angeles'ta geçirdiği kaza sonucu aracının patladığı öğrenildi. Aracıyla bir ağaca vurarak kaza yapan Paul Walker 40 yaşındaydı. Türkiyeyi de bir aralar kasıp kavuran The Young and The Restless(aka Yalan Rüzgarı) da şöhrete adım atan oyuncunun bu kadar erken dünyaya gözlerini yumması biz sevenlerini üzdü.

Filmde bir polis olarak gizli görevde başladığı işte bir aileye sahip olan, ve film sonunda görevi ve ailesi arasında seçim yapmak zorunda kalan oyuncu bazen hayatların istenen ve beklenen çizgide gidemeyeceğini tüm dünyaya bu film sayesinde mesaj olarak iletmişti. Sistemin dışında başına buyruk da olsa doğru yönde işleyebilen öğeler olabileceği iddiası filmin gizli mesajıydı. Şimdi The Fast and The Furious(aka Hızlı ve Öfkeli) ekibinin Paul Walker için ne yapacağını merak ediyorum. Umarım 6 filmlik bir ömür süren seride gerçekten aile olmuşlardır da oyuncuyu son yolculuğuna hakettiği gibi uğurlarlar. Resimde kaza sonrası Paul Walker'ın aracının görüntüleri var. Gerçekten hızlıymış.

Labels: , , , ,

Mc Donalds vs Burger King karşılaştırması...

Ben haftada eve 4-5 defa sipariş veren birisiyim. Etcil bir insan olduğum söylenebilir. Ne de olsa Türküz kebaptan iskendere yiye yiye alıştık bu merete. Lakin diğer ülkelerden faklı gelişmiş bir damak tadımızın olduğuna inanan birisiyim. Bu açıdan Burger King'in et ürünleri McDonalds'inkinden çok daha güzel. Bir diğer güzel yan ise Burger King'in eve siparişlerde büyük menülerinde içecekleri 1-1,5 litre pet olarak göndermesi. Onun dışında patateslerde inanılmaz bir McDonalds üstünlüğü var. İçeceklerde de McDonalds üstün zira CocaCola kullanıyor. Oysa Burger King biraz daha kazanma amacıyla Pepsi'de ısrar etmekte. Bir de soslar olayı var. Burger King 2 tane sosu ücretsiz verir sonrasını ise ücretlendirir. Oysa McDonalds soslar üzerinde bir kazanç kovalamamakta, müşteri memnuniyeti odaklı çalışmaktadır. Ben ise CocaCola'yı Pepsi'ye tercih etmeme, McDonalds'ın patatesini sevmeme rağmen sırf et yüzünden Burger King'den sipariş veren birisiydim. Ancak burada daha konuşmadığımız bir unsur sebebiyle ben artık Burger King'e sipariş vermiyorum. Nedir o unsur onu bahsedeyim. Burger King'e bir sipariş verirsiniz sipariş geç gelir, yemek soğumuş olur. Ürününüz yanlış çıkar. Ektra peynirin parasını vermişsinizdir ama içinde peynir yoktur. Yemek yiyeceğim derken sinir sahibi olursunuz. Ancak McDonals'a ne sipariş verirseniz o gelir. Çabuk gelir. Yanlış nerdeyse hiç çıkmaz. Ben yine gider double cheeseburger menümü söyler ama ne söylediysen onu yerim. Tek sıkıntu şimdi McDonalds ta CocaCola'nın Lipton Ice Tea yerine Fuse Tea'yı zorla vermesi.
Bu arada bunu basite indirgemeyelim, bu McDonalds'ın verdiği eğitimlerin ve iş ciddiyetinin farkı gözüküyor. Çok acı ama sanırım Burger King'in yapabileceği en iyi şey kendi elemanlarını da McDonalds eğitimlerine göndermek yada McDonals'tan çıkan elemanları almak olacaktır

Labels: , , , , ,